Kadılar’dan kadınlar’a dönüş zamanındayız !
100 yıl öncesine kadar kadıların sözü geçerliydi, Kadıların beyanı geçerliydi, Şer’i mahkemelerin olduğu vakitler di, o vakitler. Yani İslam dininin ülkemize hakim olduğu vakitler di, o vakitler. O vakitler öyle vakitlerdi ki, Kadınların kılına zarar gelmeyen vakitlerdi. Çünkü İslam dini kadını el üstünde tutan, yeryüzündeki son hakk dindir.
Geride bıraktığımız bu yüz yıl içerisinde, Hukuk sistemi, adeta mutasyona uğramıştır. Son yüz yılda, bu mutasyonun oluşmasına destek veren, katkı sağlayan her kim olduysa, bunların hepsi İslam dinini yok etmek, dinsizliği getirmek, oteriteyi bozmak için çabalamıştır. Bugün 21.yüzyılın çeyrek asrında ki hukuk sitemini incelediğimizde ortaya çıkan sonuç içler acısı.
Dışarıdan görüntüde İslam varmış misali, İçerisine girdiğimizde ise, İslam ile alakası olmayan, tamamen zıt anlamlı bir hukuk sistemimiz var. Bu sistemide, ülkenin neredeyse %50 si sevgi seliyle karşılıyor.
Allah azze ve celle’nin emirlerini, buyruğunu, Kur’an-ı Kerim’ini hiçe sayan bu hukuk anlayışı, ülkeye adeta kaos getirmiştir.
Bu kaos’u bir örnek ile dile getirmek isterim. Şimdi sizlere vereceğim bu örnek tarih olarak asırlar öncesini anlatıyor. Bu örnek öyle bir örnek ki, Kimi insana göre cehalet dönemi, kimi insana göre de Dünyada gelmiş, geçmiş, yaşanmış en güzel dönemdir.
Örnek dönem şöyle başlıyor;
Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesellem peygamber efendimizin 40 yaş ile 63 yaşı arasında yaşadığı o kutsal dönem bizlere, Dünyada gelmiş, geçmiş, yaşanmış en güzel dönemin o dönem olduğunu hatırlatıyor.
Asıl cehalet şimdiki dönemdir.
Kadın; yaradılış fıtratı gereği, güçsüz, zayıf yaratılmıştır. Allah azze ve celle bu nedenle erkeği fıtratı gereği güçlü yaratmıştır. Ortada bir denge sağlansın diye. İslam dinine göre, Kur-an-ı kerim’e göre, Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e göre ‘kadın’ bizlere Allah azze ve celle’nin emanetidir.
Bu yüzdendir ki, Kadını kollayıp, gözeten, haklarını savunan tek hukuk sistemi, Tek anayasa kur’an-ı kerimdir. Aksini, muadilini arayan kişi her daim sapkınlıktadır.
Peki peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Kadınlar bizlere Allah azze ve celle’nin emanetir sözünü nasıl anlamalıyız ?
“Ey Enceşe dikkat et, ağır ol, Pırlantalara, Kristal parçalarına dikkat et, onları rahatsız etme.” (Buhari, Edep, 90, 95, 111)
Emanetten kasıt; bir köle değildir, bir hizmetçi değildir.
Emanetten kasıt, kadın bir hazinedir. hazineden kasıt, nasıl ki hazineye önem verilir, saklanır. Kadında öyledir.
Kadın bozulursa, bir manası kalmaz, bir değeri kalmaz.
100 yıl öncesindeki kadın anlayışı bugün, bir paçavra haline gelmiştir.
Kadın’ın bir değeri kalmamıştır. kadınlar, erkeklerin bilinçaltına, hizmetçi, ihtiyacımız olduğunda, ihtiyacımızı görüp ardından çöpe atacağımız bir nesne haline gelmiştir.
Bu yüzden tekrar tekrar yazıyorum. Kadın’ı kollayıp gözeten tek hukuk sitemi, tek oterite, tek yönerge İSLAM anayasasıdır.
Hiç bir insan, yaratandan daha iyi bir oterite, hukuk sitemi yazamaz, koyamaz.
Bugün, Elhamdulillah müslümanım diyen insanların bir çoğu, yaratıcının Allah azze ve celle olduğuna inanırken, Onun bizlere indirmiş olduğu anayasaya inanmaması da çok büyük bir çelişkidir.
Günümüzde kadınları korumak için kurulan KADEM derneği kadını korumakdan daha çok kadına zarar veriyor.
Kadınlar’ın bilinçaltına, sizler kadınsınız, erkeklerden daha üstünsünüz gibi terimler yerleştiriyor. Bu da islam medeniyeti altında yetişmemiş olan kadınların egosunu adeta tavan yaptırıyor. Ortaya faşizmin farklı bir türü olan feminizm topluluğu çıkıyor.
Bu nedenli bugün, bir müslüman aile kız evladı, islam medeniyetine göre yetiştirmelidir. İslam medeniyeti ile yetişmeyen kız çocukları, büyüdükleri vakitde, bizlere Allah azze ve celle’nin emaneti olan pırlanta kavramının dışında kalmış olur.