Yeniden refah partisi genel başkanı Dr. Fatih Erbakan, israil’in filistine karşı her yıl yapmış olduğu zulmün durdurulması için çözüm önerisinde bulundu.
Siyonist İsrail güçleri tecrit edilmiş olan Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarla korku ve kaos ortamı oluşturmaya hızla devam ederken, Batı ülkelerinin bu vahşeti sessizce kenardan izlemesi ve hiçbir tepki ortaya koymaması çifte standartlı politikalarını açıkça ortaya koymaktadır.
BM ise 1948 yılından beri Filistin’de barışı korumada temel rol oynamaktan çok, adeta İsrail politikalarına teşne olan bir yaklaşım ortaya koymaya devam etmektedir. Böylece işgal altındaki Filistin topraklarında çözüm ortaya koyacağına, sorunun ve tarafgirliğin bir parçası haline gelmektedir.
Şu da bir gerçek ki, işgal altındaki Filistin topraklarındaki Siyonist yapılanma, bir yandan Filistinlilerin var olma ve yaşama haklarını açıkça ihlal edip yok etmeye çalışırken, diğer yandan etnik temizlik dehşetiyle çoluk çocuk demeden katletmeye, Gazze’ye yönelik saldırılarına fütursuzca devam etmektedir.
Siyonist İsrail’in bu saldırgan tutumunun sadece Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi ile sınırlı olmadığı bir gerçektir. Bugün Suriye, Irak, Yemen, Sudan gibi birçok ülkede istikrarsızlığa neden olan politikaların perde gerisinde Siyonist İsrail’i görmek mümkündür.
AK Parti iktidarının da Siyonist İsrail’in bu saldırgan tutumu karşısında ‘yakınlaşma’ politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini burada bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik insanlık dışı vahşi saldırıları hiçbir şekilde mazur görülemez. Başta işgal altındaki Filistin toprakları olmak üzere, Ortadoğu’nun birçok bölgesini şekillendirmeye çalışan İsrail, bugün terör faaliyetlerini sürdürmek suretiyle istikrarı ortadan kaldırmakta ve bu yolla kendisine yeni alanlar açarak Gazze Şeridi’nde olduğu gibi müdahale etme ve işgal imkanını elde tutmaya çalışmaktadır.
İsrail’in insan hakkı ihlallerini görmezden gelerek eylemlerini adeta meşrulaştırma yoluna gitmeyi tercih eden küresel güç odakları ve onların politikalarına payanda olan yöneticiler de bu şiddet politikasının birer parçası olmaktan kendilerini ayrı tutamazlar.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi sadece İsrail’in şiddet politikalarını kınamakla sonuç almanın mümkün olmayacağı gayet aşikardır. Gerekli fiili ve caydırıcı adımlar atılmadığı müddetçe bu ve benzeri vahşi şiddet olaylarının artarak devam etmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle, başta Türkiye ve D-8 üyesi ülkeler olmak üzere, tüm Müslüman ülkelerin yetkililerini gerekli fiili önlemleri almaları hususunda göreve davet ediyoruz.